26 Eylül 2007 Çarşamba

24 Eylül 2007 Pazartesi

Biz geldiiikk!


Sizlere mutlu haberimizi vermek istiyorum.
Oğlumuz , canımızın içi ,bi tanecik Poyraz'ımız , 22 Eylül 2007 Cumartesi sabahı saat 10:37'de aramıza katıldı..İkimizde çok şükür çok iyiyiz..Az önce eve geldik, sütümüzü emdik, altımızı değiştirdik, ilk fırsatta haber vermek istedim..
Doğum hikayemizi ve detayları müsait olur olmaz yazacağım..Ve tabiki resmimizi de ekleyeceğim :)

21 Eylül 2007 Cuma

Ne gelen vaar, ne giden..


Birgün daha geçti..Ne gelen vaar, ne giden.. Yok bu oğlan kesin çok rahat içimde..Kıpır da kıpır uyutmuyo şu son 2 günümde ama yine de gelmeye niyeti yok..
Biz de artık en son ihtimal yarın gelicek oğlumuz diye , yatak odasında onun köşesini hazırladık..Geçenlerde internetten bulduğum ve çok hoşuma giden duvar yazısını dayımız hazırladı, fiyonklarını da ben yaptım, astık artık duvara..
Bu arada anlayacağınız üzere, oğlumuzun adının Poyraz olmasına karar verdik.. Seçenekler arasındaydı ama ilk sıralarda değildi, sora hoşumuza gitmeye başladı..İnşallah ona hayırlı gelir ismi.. Büyük bir ihtimalle biz hastanedeyken durumu sizlere blogda hbr verecek kimse olmayacak ama eve döner dönmez, ilk elim değdiğinde Poyraz'ın ve benim durumumuzu yazmaya çalışcam..
Bize şans dileyin ve dua edin olur mu?...

19 Eylül 2007 Çarşamba

Canım benim..


Canım,
Şu an yanımızda değilsin ama inşallah 3 kişilik bir aile olduğumuz ilk gün yanımızda olucaksın.. İyiki doğmuşum ve seni tanımışım..
Seni seviyorum..

Bir sürpriz yapar mı dersiniz?

Bizim oğlan bir sürpriz yapıp bugün gelir mi dersiniz? Bugüne kadar aldığım en güzel doğumgünü hediyesi olur mu acaba?


Hala tık yok.. ne bir sancı, ne bir belirti..Annem ve halam göbeğimin aşağıya indiğini söylüyorlar,zaten tuvalete gidişlerim de sıklaştı son bikaç gündür..Asya'nın dediği gibi biz bu oğlanları fazla rahat ettirdik herhalde, hiç niyeti yok gibi.. Bakalım ne zaman teşrif edecek beyimiz..

Eğer şu 3 gün içinde olmazsa, Cumartesi sabahı saat 10:00'da Mesa Hastanesinde doğuma giriyoruz inşallah..Hayırlısı olsun..

17 Eylül 2007 Pazartesi

Karar anı..

Asya'nın 23 Ağustos tarihli yazısını hatırlarsınız.. Ve vermesi gereken o zor kararı.. Aynı duruma bugun ben de düştüm.. Sezeryan mı normal mi? Kendini normal doğum için oldukça fazla hazırlamış ve bu duruma konsantre olmuş biri için belki de verilebilecek en zor karar..

Bebeğimin hareketlerinin azaldığını hissettim ve nolur nolmaz kontrole gitmek istedim, normalde kontrolümüz 20 Eylül'de idi.. Doktor bebek büyüdüğü için hareketlerinin azalmış olabileceğini, bizim oğlanın şimdiden 4081 gr olduğunu, ve bekledikçe kilosunun artacağını, normal doğumda ısrar edip etmeyeceğimi sordu, kararı bana bıraktı.. Nasıl oldu da 10 günde 600 gr aldı hala aklım ermiyor ..

:( Halbuki daha vaktimiz vardı..

Doktor, normal doğuma kendimi çok hazırladığım ve istediğim için 22 Eylül Cumartesi sabahına kadar beklemeyi, o güne kadar kendisi gelmeye karar verirse normal doğumu deneyebileceğimizi söyledi, aksi durumda Cumartesi sabah sezeryan ile bebeği almaya karar verdi..Zaten o tarihten sonra sanırım mecbur kalacaktık..Tosun oğlum benim..

İşte böyle.. Biras üzülerek geldim eve, ama düşününce, gelişebilecek komplikasyonları vs.. sanırım riske atmaya gerçekten değmez..Önemli olan onun sağlıklı olması.. Hernekadar etrafımdaki herkes "sen yaparsın Burcu, normal doğumda ısrar et..en güzeli bu" dese de, ne bilim..sora verdiğim bi karar yüzünden üzülmek istemiyorum..

Sigaraya değil, bebeğinize sarılın..


Şu blog alemindeki bütün hamişlere ve annişlere sesleniyorum..Eğer sizin de eşiniz bir türlü sigarayı bırakamıyorsa ve doğacak/minik bebeğiniz için en doğrusunun bu olduğunu düşünüyorsanız , gelin onlara bunu anlatmaya çalışalım.. Hepimiz farkında olduklarına eminiz değil mi? Sadece biras gaza gelmeye ihtiyaçları var..

Hepinizi "Sigaraya değil, bebeğinize sarılın! " kampanyasına davet ediyorum :)

(resim:caykara.meb.gov.tr/sigara.jpg)

Anne-Bebek (24-36 ay) oyun grubu..

Eski iş yerimden arkadaşım Aysun'dan bu sabah bir email aldım..Kendisi İzmit'te yaşıyor ve 2-3 yaş arası çocuğuna kendi bakan annelerin katılımıyla anne-çocuk oyun grupları organize etmek istiyor.

Haftaiçi belirlenen gün ve zamanlarda düzenlemek istediği bu etkinliğe İzmit- Kocaeli bölgesinde yaşayan annelerden katılmak isteyen olursa Aysun'a aşağıdaki emailden ulaşabilirler.Tanıdığınız, bu konuyla ilgilenen anneler varsa :
Aysun GÖKSU
aysun.goksu@yahoo.com


(resim:http://www.fizyomed.com/PLAY.gif)

16 Eylül 2007 Pazar

Nargilem duman duman..

Babamız yine geldiiii ! Bu kez hedef Brüksel'e dönmeden oğlumuzu kucağımıza almak..İnşallah denk gelir de o burdayken bigün oluverir :) (Amin amin) 20 Eylül'e kadar beklices, eğer hala gelmeye niyeti yoksa, doktor amca kilomuzu ölçecek.. Duruma göre en geç 20 Eylül'den sonra bizimle olacak inşallah..


Sigara bırakma çalışmalarımız kapsamında dün gece nargile denemesi yapıldı..Dayımız hazırladı bir güzel verdik babamızın eline..Aman bir hoşuna gitti bir hoşuna gitti..Meşakkatli iş canım, bilmem zevk için uğraşılırmı onu hazırlamakla..

14 Eylül 2007 Cuma

Özge'nin Derin'i geliyoooo!!!!

Az önce Özge aradı..Panik bi sesle "Benim suyum geldi, hastaneye gidiyorus..Bana dua edin " dedi ve kapattı.. İnşallah bugün kurtulacak ve Derin'imizi kucağına alacak.. 39 hafta boyunca gün gün beraber takip ettiğimiz hamileliğimizde oyun bozanlık yaptı ve erkenden işe koyuldu :)


Beklenen tarihimiz ikimizin de 27 Eylül'dü ama Derin kız dayanamadı işte..
Allah kurtarsın arkadaşım..

Gerçeği gibi!




Baby Art Kit'lerini daha önce duydunuz mu veya gördünüz mü bilmiyorum..Ama ben 1 yaşına kadar kullanılabilen resimli çerçevesini aldıktan sonra şimdi de 3 boyutlu el ve ayak kalıbı çıkarılabilip, çerçeveleyebildiğiniz Baby Art Kit Deluxe de almaya karar verdim..


Türkiye'de bütün Premaman mağazalarında satılıyor anladığım kadarıyla. Yoksa bile eminim getirebilirler.. Ben bizimkini yapar yapmaz (tabi önce oğlanın doğması gerekiyor :)) buraya resmini koyarım..

13 Eylül 2007 Perşembe

Hurma..

Başkalarından duymuştum ama interneti açıp araştırmamıştım..Bu sabah aklıma geldi ve bir göz attım.. Hurmanın içinde oksitosin olduğunu öğrendim.. (Oksitosin: Rahim kasılma ve büzülmelerini , aynı zamanda süt bezleri çevresindeki ufak kasların kasılmasını sağlar.)

"Hurmada bulunan oksitosin maddesi de, modern tıpta doğumu kolaylaştırıcı bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Oksitosin, doğumu kolaylaştırıcı etkisi nedeniyle pek çok kaynakta "rapid birth" yani "hızlı doğum" ifadesiyle tanımlanmaktadır. Doğum sonrasında ise anne sütünü artırıcı etkisiyle bilinmektedir. Oksitosin esasen beyinde salgılanan doğum sancılarını başlatan bir hormondur. Doğum öncesi vücudun tüm hazırlıkları bu hormon sayesinde başlar. Hormonun etkisi ana rahmini oluşturan kaslarda ve anne sütünün salgılanmasını sağlayan kas yapısındaki hücrelerde görülür. Doğum esnasında ana rahminin etkili olarak kasılması doğumun gerçekleşebilmesi için son derece önemlidir. Oksitosin de, rahmi oluşturan kasların çok güçlü bir şekilde kasılmasını sağlar. Ayrıca oksitosin yeni doğmuş olan bebeğin beslenmesi için anne sütünün salgılanmasını başlatır.

Hurmanın, özellikle hamile ve doğum yapan kadınlar için önemi ve faydaları, bugün bilimsel olarak da bilinmektedir. Hurma içerdiği %60-65 oran ile en çok şeker içeren meyvelerden biridir. Doktorlar, hamile kadınlara doğum yaptıkları gün meyve şekeri içeren yiyecekler verilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Bunun amacı, annenin zayıf düşen vücuduna enerji ve canlılık kazandırmak, aynı zamanda da yeni doğan bebeğe gerekli olan sütün oluşabilmesi için, süt hormonlarını harekete geçirmek ve anne sütünü çoğaltmaktır.Ayrıca doğum sırasında meydana gelen kan kaybı, vücut şekerinin düşmesine sebep olur. Hurma vücuda tekrar şeker girişinin sağlanması açısından önemlidir ve tansiyon düşmesini de engeller. Kalori değerinin çok yüksek olması sebebiyle hastalıktan güçsüz düşmüş ya da yorgun olan kimseler için özellikle çok faydalıdır. Hurma insan vücudunun sağlıklı ve zinde kalabilmesi için hayati önem taşıyan 10'dan fazla element içermektedir. Bu nedenle günümüzde bilim adamları, insanın sadece hurma ve suyla yıllarca yaşayabileceğini belirtmektedirler. Bu konuda tanınmış uzmanlardan biri olan V. H. W. Dowson ise, bir hurma ve bir bardak sütün bir insanın günlük besin ihtiyacını karşılamaya yeteceğini söylemektedir.
Hurmadaki potasyum, beyne daha çok oksijen gitmesine yardımcı olarak berrak düşünmeyi sağlıyor. B1, B2 ve B6 vitaminleri sinir sistemini dinlendirip, güçlendiriyor. Bu sebeple strese, gerilime ve zihnî yorgunluğa en iyi gelen şeylerden birisi hurma yemek. Bunun yanında insan günde 15 tane hurma yiyerek vücudunun günlük demir ihtiyacını karşılayabiliyor. Böylece kansızlıktan korunmuş oluyor. Magnezyumun ise kasların düzgün çalışmasında ve vücutta kanserli hücrelerin meydana gelmemesinde tesiri var. Kalsiyum ve fosfata gelince, onların görevi vücudun kemik yapısını dengelemek. A vitamini de görme gücünü ve vücut direncini artırırken, bir taraftan büyüme ve gelişmeye yardımcı oluyor. Bu sebeple gelişmekte olan çocukların hurma yemesi çok faydalı. Bir de diğer meyveler genellikle protein açısından yetersiz iken, hurmada protein de var. Bu özelliği sayesinde vücudun hastalıklara karşı korunmasını sağlayıp, hücreleri yenileyebiliyor. Ayrıca çok şekerli bir meyve olmasına rağmen hurmadaki şeker, kan şekerini hızla yükselten glikoz değil, meyve şekeri fruktoz. Bu şeker türü vücuda bol miktarda hareket ve ısı enerjisi kazandırıyor. Vücutta parçalanıp, kullanılması da daha kolay. Kandaki şeker düzeyini birden yükseltmediğinden şeker hastalarına da uygun."

Hoşgeldin Ramazan !

Ben ramazan aylarını hep çok sevmişimdir, ve her sene sabırsızlıkla beklerim..Beraber iftarda oruç açmak, gözler kapalı şekilde sahurda karın doyurmak, tüm ramazan boyunca her iftarda tarhana çorbası ve patates piyazı yiyip bıkmamak, 30 gün ne çabuk geçti diye üzülmek ve bir sonrakini iple çekmek..

Bu yıl bizim oğlanla birlikte ramazanı oruç tutmadan geçirices, tutanları seyredices :)

10 Eylül 2007 Pazartesi

Mevlüt patikleri ve beşiğimiz hazııırrr!

Dün gece ananemizle oturduk ve mevlüt için hazırladığımız lavanta patikleri ve beşiğimizi bitirdiiik! (Laf aramızda dedemiz de yardım etti :)) Halalarımız geçen ay burdayken içlerini beraber doldurmuştuk, nazarlıkları kalmıştı..Dedemiz de satın aldığımız oyuncak ahşap beşiği beyaza boyatmıştı sağolsun..



Marifetli ananemiz iş başına geçti ve beşiği bir güzel süsledi ; tüllerle, saten ve kurdelayla..Çook şirin oldu yaaa..Doldurduk içine patiklerimizi deee, bizim oğlanın gelmesine kaldı herşey artık :) Ha bir de, henüz adımız ve doğum tarihimiz kesin olmadığından üzerlerine ufak kağıtları en son zımbalayabilices..

9 Eylül 2007 Pazar

9-19-29 ??

Annem 9, ben 19, kardeşim Emre de 29 Eylül doğumlu.. Dedim kiii, acaba bizim oğlan bu günlerden birini yakalayabilir mi? :) Birini kaçırdı bile, anneminkini..Sıra bende..Biras erken olur ama çok güzel bir doğumgünü hediyesi olmaz mı?

6 Eylül 2007 Perşembe

Bizim meşhur şekerlemeler..

Bugün annem yeni doğum yapan Berna için şekerleme yaptı.. Bu akşam Yiğit bebeği görmeye giderken götürüces..Bizim Beypazarı'na özgü bu kurabiyelerden belki deneyen vardır..Yine de yapılışını yazmak istedim..Havası alınmış kaplarda haftalarca taze kalan ve çay ile süper giden bu şekerlemelerden bir deneyen pişman, bir de denemeyen :)


Malzemeler:
1 sb erimiş sıvı margarin (250 gr)
2 sb'dan biraz az pudra şekeri
1 sb'dan az un
Erimiş margarin dolapta 1 saat bekletilir. Sonra altına biriken suyu ayrılıp , üstte kalan donmuş kısım mikser ile beyazlaşana kadar çırpılır. Pudra şekeri bu çırpılan beyaz kısma ilave edilip, şekerin erimesi için karıştırılır. Karışımın üzerine un ilave edilip hamur hazırlanır.


Sonra avuçlarda ceviz büyüklüğünde parçalar yumuşatılıp istenen şekil verilir. Ancak bu şekerlemeye özel şekil, serce parmağı kalınlığında ay şeklidir.

Fırında 180 C'de pişecek ama altı veya üzerinin hiç kızarmaması/pembeleşmemesi gerekiyor. Unutmayın; üzeri hafif çatlayınca, beyazken fırından çıkarılmalı. Afiyet olsun!

Tahta Harfler..

Bugün internette hastane odasının kapısı için değişik şeyler ararken rastladım.. Tahtadan yapılmış asılabilen harfler..Bununla bebeğin ismi yazılıp hastane kapısına asılabilir, ne dersiniz? Web sitesinden sipariş verilebiliyor ama Word'den kolayca istenen büyüklükte çıktı alınıp, mukavvadan harfler kestirilip, bu şekilde harfler hazırlanabilir..Hatta değişik renkte kumaşlarla kaplanırsa daha da şirin olabilir bence.. Daha değişik modeller ve fikirlere buradan ulaşabilirsiniz..

4 Eylül 2007 Salı

Geçmiş zaman..

Bilin bakalım bu güzel kadın ve kucağındaki çirkin bebek kim?
Yıl 1978..Yine bir Eylül günü, Beypazarı'ndaki evimizin yatak odası..Herkesin zamanla sırası geliyor di mi? Bikaç hafta içinde aynı pozu ben veriyor olucam inşallah, maviler içinde..Ama annemin o zaman olduğu kadar güzel olamayacağıma eminim..Onun kadar iyi bir anne olabilirim acaba?

"Hayatım ve Şecerem"

Nerden çıktı da aldım o zaman bilmiyorum..Daha ne evlilik ne de bebek planları vardı.. Ama sanırım görünce "keşke annem de benim için böyle birşey yapmış olsaydı" diye düşündüm ve o birgün gelene kadar saklamak üzere aldım bu albümü.. Hayatım,şecerem ve soyağacım..


Oğlumuz doğar doğmaz doldurmaya başlayacağım..Hatta yavaş yavaş başladım bile..Soyağacımız için resimler toplamaya başladım ama tabi henüz tamamlanmadı..Bunun yanında bebeğimiz doğduğunda piyasada ekmek ,şeker,süt kaç lira, oturduğumuz semtte kiralar ne kadar..bunları şimdiden yazdım :)
Çok kapsamlı düşünülmüş bir albüm,223 sayfa..içindeki başlıklar şöyle:

* Bebeklik ve çocukluk çağım
* Soy geçmişim "Şecerem"
* Öğrencilik yıllarım ve meslek hayatım
* Evlilik ve aile hayatım
* Gelenek ve aile tarihçemiz, atayadigarları
Bir döneme kadar ben doldurup sonra oğluma devredeceğim, kendisi devam etsin ve o da çocuklarına güzel bir miras bıraksın diye..Albümün en güzel kısmı ilk sayfasında yazanlar:

Doğmak, dünyaya gelmek,
Hiçbir kimsenin kendi elinde değildir.
Ebedi olmak,
Sonsuza dek yaşamak,
Her kişinin kendi hüneridir.
İnsanlar da ağaçlar gibidir.
Her kişinin soy kökleri ne kadar derinlere inerse,
soy kuşakları da o denli yücelir.
Manevi değerler
Bir malın ilk sahipleri kimdir,son sahipleri kim olacaktır bilinmez ama
Manevi değerlerin ilk sahiplerinden,son sahibine kadar kim olduğu ve kimin olacağı bilinir.
Kaydı yapılmayan kaybolmaya yönelmiş soy köklerini ,
Ata yadigarı herşeyin öyküsünü,
Gelenek göreneklerini,ömre bedel deney ve önerilerini,
Yazılı belge haline getirmek için..
Hayatım ve şecerem isimli
Bu soy ve yaşam kütüğüne öz yaşamını yazan,
Hayatının o yaşantısını ebedileştirmiş olur.
Soy geçmişini belirleyen,
Kendisi ile birlikte atalarını ve akrabalarını
Sonsuza dek yaşatmış olur..

3 Eylül 2007 Pazartesi

Kendimi nasıl mı hissediyorum?

Fiona gibi..Evet, bir süredir kendimi Fiona'ya çok benzetiyorum. Söylüyorum, millet gülüyor :) İyice kocaman oldum , vücudumun heryeri sanki sınırlarını görmek istercesine genişledi, büyüdü..üstelik ellerimi ve ayaklarımı tanıyamıyorum.Sanki başkasından ödünç almış gibiyim ..Eğer hamileliğim kışın geçse ayaklarıma ne giyecektim bilmiyorum..

Acaba diyorum, bu şişlikler gidici midir kalıcı mı? Şişliklerin bir kısmı kalıcı ona şüphem yok :)

Eksik olmasın hava şartlarının da etkisiyle uykularım çok zorlaştı. Yatakta dönmek için bir vinç, ve koca göbeğime destek olacak bir takoza ihtiyaç duyuyorum. Güzel ve rahat uyuduğum gecelerde sabah çok mutlu uyanıyorum, anlatamam..Sora diyorum ki, " keşke hamile kalmadan önce doya doya uyusaydım, ne hamilelikte ne daha sonrasında mümkün olmayacakmış." Hayır bilsem..

Bunun dışında , hayatımda hiç olmadığı kadar gürleşen, uzayan ve canlanan saçlarımdan bir an önce kurtulmak istiyorum! mümkünse doğumdan sonra ertesi gün! Batıl bir inanç ama derler ya hamileyken saç kestirilmez, ben de iyi hadi durdum o kadar biras daha durim dedim ama yok yani.. Kuaföre gidip "kes gitsin!" demek için sabırsızlanıyorum..

Hamile yogası seanslarımız devam ediyor..7. aydan sonra aslında herkesin bıraktığını söyleyen hocamız Seda, bütün ısrarlarımıza dayanamayarak hala devam ediyor derslere..Tabi artık yoga dersi demeye bin şahit ister. Ya yatarak, ya oturarak, çok rahat ve sıkıntıya sokmayan hareketler..Geldiğimden beri haftada 2-3 kez gidiyorum ve çok rahatlamış hissediyorum kendimi.. Hem fiziksel, hem psikolojik olarak.Zaten toplam 3 kişiyiz ; Özge, Duygu ve ,ben.. Özge benimle aynı gün ve haftada, Duygu bizi 4 hafta geriden takip ediyor..Ama artık iyice ağırlaştık, Eylül ortası bitecek derslerimiz..Seda bizi kapıdan sokmıcak nerdeyse..Sora gelsin bebek yogası ! ;)

15 Eylül'de, burada Güven Hastanesindeki 2 saatlik bir eğitime katılacağız; doğum yöntemleri, anestezi çeşitleri ve emzirme eğitimi..Gelir gelmez anlatılanları sizinle paylaşıcam..

Her sabah uyandığımda göbeğime bakıp, acaba hangi gün doğacaksın oğlum diyorum, hiç ses seda yok..Bazen ondan ayrılıcam için üzülüyorum, yani yanımda olucak ama içimde olmıcak artık.Çok alışmıştık birbirimize oysa ki.. Her ne kadar o günü dört gözle beklesem de yine de bugünlerin çok değerli olduğunu biliyorum..

Hesaplanana göre 24 gün daha beraberis oğluşum..Herkes seni sabırsızlıkla bekliyor..

2 Eylül 2007 Pazar

1 SMS 1 FİDAN..

Detaylar için buraya tıklayın..

Mummy's new man!

Geçen günkü yazımda bahsettiğim body siparişlerimiz geldi.. Simply colors'dan siparişimi dün verdim bugün elimdeydiler..Beklediğimden daha kaliteli olduklarını itiraf etmeliyim..


Giymek için sabırsızlanıyorus, di mi oğlum? :))