23 Ocak 2007 Salı

İlk kahvalti ve ilk surpriz..

Cumartesi sabahı yeni evimizde ilk kahvaltimizi yaptik..

Marketten aldığımız domatesler, taa Türkiyeden getirdiğimiz reçeller ve zeytin.. Yaklaşık 1 hafta otelde kahvaltı yaptıktan sonra gerçekten harika bir manzara ! Gerçi henüz sandalyelerimiz yoktu, kokteyl havasında geçti ama olsun :)

Daha sonra kapı çaldı..Beklediğimiz biri normal olarak yoktu.. Kapıyı açtığımda, elinde bir demet çiçekle bana gülümseyen diğer komşumuzu gördük.. Bize hoşgeldin demek için gelmiş ! 6 ay Maşukiye'deki yan komşumdan ses seda çıkmazken, Brükselde bir Belçikalıdan böyle birşey görmek beni çok mutlu etti.. Ne demişler, ev alma komşu al :)

20 Ocak 2007 Cumartesi

Hoptek nedir? Nasil oynanir :)

Trabzonun misketi denebilir sanirim..ben bu video ya cok guluyorum :)

18 Ocak 2007 Perşembe

Odamda birgun daha..

Buraya 2 gun once yerlestik.. Esyalarimizin Cuma gunu gelecegini ogrenmeden yani (nihayet!).. Daha once yogun sekilde calismis biri olarak, aylardir evde olmak ve dahasi son bikac gundur kendimi otel odasina kapatip uzun uzun dinlenmelerim.. Dinlenme mi dedim? Nerdeyse kursa gitmeden Fransizca ogrenicem ! Bu dinlenme ve nadas'a cekilme cok uzun surdu..Neyseki calisan kadin hayatina donmeme sadece 2 hafta kaldi sayilir, ilk gun ne giymeliyim??

Gresham Belson Hotel.. Kalmamiz icin ayarlanan Business Flat deki rahatsiz durumun cozumu.. kendimizi burda bulduk.. Zamanimin cogu bilmedigim dillerde kanal izlemekle ve uyumakla geciyo.. cevre kesifleri var tabi.. Ama buradaki inanamadigim soguk ve ruzgarli hava beni engelliyor..Mesela bu sabah bi araba beni bastan ayaga camurlu suya buladi, kendimi odama zor attim..

Coktan hergun izledigim dizilerim oldu bile.. Everwood, Home and Away, Friends (Fransizca ama olsun, izlerken anliyorum)..BBC de sabah 10:00 baslayan Homes Under The Hammer.. Insanlarin eski pusku evleri alip, nasil harikalar yarattiklarina inanamazsiniz..100.000 GBP ye alip evleri 300.000 GBP ye satabiliyorlar.. resmen bir sektor..Bir de en cok aksam sinemalari.. Gecen gun Micheal Douglas' in bir filmine rastladim.. Daha once izlememistim..Sora her aksam ayni kanali izlemeye basladim.. Independence day, Blade.. Bu aksam da Perfect Storm..Hepsini daha once izledim ama olsun..


Bu sabah markete gittim yine.. Croissant, Muz, pringles Light (onemli.. cunku %30 daha az yag iceriyor), su ve portakal.. Kasada Emine ile tanistim.. Turk bir kasiyer.. Uzaktan gorunce onun Turk oldugunu hissetmistim zaten.. Garip bi cekim belki, toprak ne de olsa.. Sora biri ona Emine diye seslenince ,kasaya gidip "ne kadar?" diye sormak icin sabirsizlandim.. Sasirdi mi? Hayir.. cunku burada zaten o kadar cok turk var ki Brukselde yasayan Turkler icin yeni bir Turk normal.. Ama benim icin burada gordugum her Turk yuzumde bir gulumseme..Zamanla alisir miyim?

saat 15:02.. Odamdayim.. Penceremden baktigimda 2 gundur ruzgarda dalgalanmalarinin cikardi sesten kafam sisen otel ve Belcika bayragi.. Camda yagmur damlalari.. Kosedeki parfumeri.. Ve daha once boyle yagmur ve ruzgar gormemis gibi etrafta kosusturan zavalli insanlari goruyorum.. Semsiye satisi mutlaka artti, cunku cogu parcalanmis sekilde yollarda..

Yorumsuz..

Rambo: ''Ermeni soykırımı filmim sıcak bir patates''

Rambo filmleri ile tüm dünyada üne kavuşan Sylvestre Stallone, “Ermeni soykırımı" konulu bir film yönetmeyi düşünüyor. Yaratılacak tepkilerin farkında olan Stallone, film projesi için “Bu siyasi bir sıcak patates. Türkler, konuyu 85 yıldır öldürüyor" ifadesini kullandı. The İndependent gazetesi ise “Yanında Mel Gibson’nun Tutku: Hazret İsa’nın Çilesi’nin yarattığı gürültü çok yumuşak gibi gözükebilir" yorumunu yaptı.
Halen son filmi “Rocky Balboa"yı tanıtmak üzere Londra’da bulunan Sylvester Stallone’nun yeni projesi şimdiden tartışma yarattı. Stallone’nun, Avusturyalı yazar Franz Werfel’in 1934 tarihli “Ermeni Soykırımı" konulu kitabından esinlenen bir film yapmayı düşündüğü belirtiliyor. Filmin “bir uygarlığın tümüyle yok edilmesiöni konu alacağı da belirtiliyor.
Sylvester Stallone’nun bu projesinin yaratacağı tepkilerin farkında olduğu belirtiliyor. Nitekim, Stallone bu konuda “Bu siyasi bir sıcak patates. Türkler, konuyu 85 yıldır öldürüyor" diye konuştu. Stallone’nin bu sözlerine yer veren İngiliz The İndependent gazetesi de tepkilerin şimdiden yükseldiğine dikkat çekerken, Asılsız Soykırımı İddiaları ile Mücadele Derneği Başkanı Savaş Eğilmez’in filmi önlemek için bir “öfkeli bir mektup kampanyasıönı başlattığını belirtti. Eğilmez’in “Kitap yalanlarla dolu çünkü yazarı verileri milliyetçi ve radikal Ermenilerden elde etti" dediğini aktaran gazete, Stallone’nin projesinin yaratabilecek fırtına ile ilgili olarak Yahudileri öfkelendiren Mel Gibson’un İsa konulu filmi anımsatarak “Yanında, Mel Gibson’ın Tutku: Hazret İsa’nın Çilesi filminin yarattığı gültürü çok yumuşak gibi gözükebilir" değerlendirmesini yaptı.(ANKA)
http://www.milliyet.com.tr/2007/01/18/son/sontur14.asp

Vitrin Alisverisi..

Buradaki vitrinler insani o kadar cezbediyor ki.. Birsey almayacaksan bile canin girip birseyler almak istiyor :)

Bir kere cok renkli.. Ozellikle indirim donemi oldugundan ve cogu yilbasi suslemelerini henuz kaldirmadigindan butun vitrinler civil civil.. ikincisi cok guzel duzenlenmis.. Bizde de var tabi cok guzel magazalar ve duzenlenemeler ama burada en kucuk, ufak bir magaza bile bunun icin baya emek harcamis..


15 Ocak 2007 Pazartesi

Bruksel'e hosgeldik !

Bi sure yazamayacagim derken bu kadar kisa bir sure sora yazabilecegim aklima gelmemisti.. Ama allahtan otelde bir wireless bulabildim..

Cumartesi gecesi saat 00:30 gozlerimi kapayabildim.. daha saat 03:00 de kalkip deep-freeze deki yiyecekleri sarip sarmalayip bavula yerlestirmem gerekiyodu.. Uyandigimda yarisi bas agrisi ve donup durmakla gecmis 2,5 saat geride kalmisti.. Bavullari toparlayip , kapatip, kapinin onune cikardik ve araba geldi.. uykumun geri kalanini arabaya biner binmez tamamlamaya basladim, havaalaninda actim gozlerimi..

Bavullar x-ray den gecerken oldukca korktum cunku yiyecekler takilir mi diye endiseleniyordum, korktugum olmadi..zaten hepsi donmus veya vakumlu gida.. kendimizi CIP Lounge’a attik.. Kahvaltimizi yaptiktan sonra Cengiz uykuya daldi, ama iki buklum :)

Saat 07:30 da ucaktaydik.. Hava korktugumuz gibi sisli degildi ve tam saatinde kalkip tam saatinde indik.. Bavullari almak uzun surdu cunku hepsi birbirinden agir 4 bavul, laptop, fotograf makinesi ve el cantalarini birarada tutmak ve tasimak oldukca zordu.. Havaalanini kapisina cikmayi basarinca Cengiz bir keyif sigarasi yakti :)


Kendimizi evimize attik.. Butun panjurlari actik, iceri cok guzel bi isik doldu, evimiz oldukca aydinlik.. Bavullarimizi eve birakip disari cikmistik kiiii komsularimizla karsilastik.. Sirin bi Italyan cift.. Bizim gibi yeni evliler ve oldukca sicak kanlilar.. Onlar da komsularinin genc bir cift olmasina bizim kadar sevindiler :) Eger Masukiye’de gormedigim komsulugu burda bulursam cok gulerim :)
Otelimize yerlestik.. Hilton Waterloo.. Bruksel’in en guzel bulvarlarindan biri olan Waterloo Bulvari manzarali.. Bu cadde mesela Paris’deki Champs Elysee.. Onemli alisveris merkezlerinden biri olan Avenue Louise ile kesisiyor..Yol uzerindeki magazalar oldukca renkli ve susluydu.. Bugun gezmeye baslamaliyim..




















Yemek yemek icin Grand Place deki yunan restaurant’ina dogru yola ciktik..Buraya daha once de gitmistik, ben Gros Maison istedim Cengiz ise Pita Plaka.. Pita tipki bizim bazlama gibi , ama daha ince ve daha kucuk.. Pita plaka ise doner ekmek gibi birsey, icinde coban salatasi var.. Gros Maison resimde gordugunuz gibi, nasil? Dogru secim di mi? :) (Bu yiyecek aliskanligina bi son vermeliyim )







13 Ocak 2007 Cumartesi

Gitme zamanı ..


Dikkat dikkat! TK1937 sefer sayılı Brüksel yolcuları için son çağrı!

Gitme zamanı geldi..

Uçağımız yarın sabah saat 07:30 da kalkıyo..Son 1-2 aydır yaşanan bütün koşuşturma, belgeleri ve vize işlemlerini tamamlamak için su yolu yapılan İzmit-İstanbul hattı,elimizde ufak bir bavulla geçen göçebe günler sona eriyor.. Brüksel'e gitme günü geldi çattı..
Her nekadar ben 1 hafta sonra vize işlemleri için tekrar dönecek olsam da, bu aslında 2 yıllık gurbetin başlangıcı işte.. Herşey hazır, eşyalarımızı taşıyan şirket kolilerin 12 Ocak'da gümrükte olacağını söylemişti..Sanırım bu hafta içinde onları yerleştirebiliriz.. Ayrıca en zevklisi Ankara Mogan Tekstil'den aldığımız Laura Ashley perdelerimizi evimizin pencerelerine takmak olucak..En çok da bunun için sabırsızlanıyorum :) Bu arada anneciğim, bizim için Ankara'da koşturdun durdun..Hatta mutfak pencerem için dantel'den perde bile ördün o kadar kısa zamanda..Sana ne kadar teşekkür etsek azdır.. Resimlerini mutlaka buraya koyacağım..
Ailemden uzak kaldığım çok zamanlarım oldu,hatta ayrı yaşadığım..Ama artık bana ait bi ailem var ve hayat bizi nasıl yönlendirirse , nereye götürürse orada olacağız..Mutlaka üzgünüm, özleyeceğim çok kişi ve çok şey var..Ama hep denmez mi "her bitiş bi başlangıçtır".Umarım bizim için en doğru karardır ve çok güzel zamanlar geçiririz orada..
Bu süreç içinde blog'umdan biras uzak kalıcam..Ama ilk fırsatta uçuş günü ve Brüksel'deki ilk günümüzü size anlatacağım..
O zamana kadar kendinize iyi bakın..

8 Ocak 2007 Pazartesi

Hemen tiklayip goz atin, hemen!

Birkac dergide gordugum veya internette gezinirken buldugum 3-5 web sitesini yoklamanizi oneriyorum..



Herbiri Bihter Aida Pekin tarafindan elde ve sinirli sayida uretilen takilar ve aksesuarlar.. renkler sekiller super.. ustelik degisik ve orjinaller.. yazdigina gore fiyatlar 30-300 YTL arasinda degisiyormus..web sitesinden birkac ornek gorebilirsiniz, ama daha fazlasi icin aramaniz gerekiyooor..














Iste en harika alisveris sitelerinden biri.. yuzlerce desende istediginiz bedende tisort siparis edebilirsiniz..Fiyatlar gordugum kadariyla 20 milyondan basliyor.. desen secenegi cok, ustelik matrak ve anlamli secenekler var :)





Bu aralar dogumgunu hediyesi arayanlar icin harika bi secim, odun usb ler ! ilginc bi desing.. kullanisli olup olmadigi konusunda supheliyim, zira ordan burdan uzantilari oldugundan ozellikle laptop lar icin kullanimi zor olabilir ama orjinal oldugu bi gercek.. ben Cengiz icin bi tane siparis ediyorum..Fiyatlar: 256 MB - 45 Euro, 512 MB- 60 Euro ve 1 GB-70 Euro..




Bircok farkli secenek ve degisik seyler: eglenceli oyuncaklar, oyunlar, ev esyalari, kitaplar, teknolojik oyuncaklar..vs. Mesela bocek yiyen bitki yohumu siparis edip kendiniz buyutebilirsiniz (sadece 3 GBP) veya mikrodalgada sadece 90 sn de isinan ve sizi 2 saat sicak tutan terlik veya ayi , MP3 playerinizi baglayip speakerlarindan muzik dinleyebileceginiz sisme bi koltuk (25 GBP) siparis edebilirsiniz.. bence harika! Girip bi goz atin, yuzlerce sey var..


6 Ocak 2007 Cumartesi

Ozleyeceklerim..


Mutlaka daha fazlasi var.. Ama Turkiye'den uzak kalicamiz 2 yil boyunca ozleyeceklerim nedir diye dusundugumde ilk akla gelenler.. Annem, babam, kardesim, Yadigar annem, Nilayim, Nilgunum,Ramazan gunleri hepberaber heyecanla iftari beklemek, Masukiye'de dolasmak ve yesile doymak, balikci Hamdi'de balik oncesi kozde patlican, biber ve kalamar yemek, belediye otobuslerinde sIkIs tepis yolculuklar, yollarda rastladigimiz at arabalari, bogaz koprusu, cay ve simit muhtesem ikilisi, kopegimiz EDDIE, sosyete pazarlari, sabahlari simitci cocuktan simit alip kahvalti yapmak, vapura binmek, gulluoglu'ndan baklava almak, manavdan pazardan kilo kilo meyve sebze alisverisi yapmak, hadi turk kahvesi icelim deyip kocatepe kurukahvesinden kahve yapmak, kisir yapip limon sIkIp yemek, taksimden kadikoy dolmusuna binmek ve kopruden gecerken bogazi izlemek, cok sevdigim arabam, herbiri birbirinden guzel tatil firsatlari, deniz ve kum, arkadaslarimiz,dostlarimiz,sIkIsIk trafigi bile.. cok ozlicem..

Dunya'nin en mukemmel babasina..



Dunyanin en mukemmel, en anlayisli, en hassas ve en tatli babasi.. Iyiki dogdun ve iyiki bizim babamizsin..

Malesef bu dogumgununde senden uzaktayim..Ama yaninda olsam da bu yazdiklarimi sana soylemeyi beceremezdim sanirim..Gercekten oyle hissetmedigimden degil, sadece o kadar guclu olmadigimdan..Sana hep uzak gibi durduysam da aslinda benim icin cok degerlisin baba, soylemesem de sen bunu sakin unutma..

Hep sizin hastaliginiz bana gecsin dedigin icin, siz yemeyin ben kilo alim deyip onumuzden yemekleri yuvarladigin icin, kucuk bi kizken senin yanina oturup sen calisirken kagit karalamama izin verdigin icin,elimden tutup hayvanat bahcesine goturdugun icin, bebekken beni opmek isteyenlere opturmedigin icin, rahatsizken karnima bastirdigin icin (sen anlarsin),daha ufacikken beraber Yildirim Gurses'in "Guller Aglasin" sarkisini dinleyip agladigimiz icin, usanmadan her pazartesi yollara dusup asiya goturdugun icin, istedigim canta olmasa da yine de bana ilkokula baslarken o guzel siyah-kirmizi cantayi aldigin icin,Rumeli iskembecisindeki corbalar icin, yol donusunde Ayas'tan aldigin cikolatali kekler icin, bana hep rahat ve saglikli bi yasam sagladigin icin, her zaman yakin ve anlayisli bi baba oldugun icin, bi babadan cok arkadas oldugun icin,anneme kardesime ve bana kol kanat gerdigin icin, annemi bu kadar cok sevdigin icin.. hepsi icin , hersey icin cok tesekkurler baba.. daha o kadar cok sey var ki sana tesekkur etmek istedigim..

Iyiki dogdun, iyiki varsin.. Allah beraber upuzun yillar gecirmeyi nasib etsin.. seni seviyoruz..

Eger, yeni bir yil Pazartesi gunu baslarsa..


Dun Dolmabahce'de gordugum bu reklam o kadar hosuma gitti ki.. sizinle paylasmak istedim.. Bu reklam panosu Vakko'ya ait..Alinti 12. yy'a ait bir astronomi kitabindan..

"...Eğer yeni yıl bir Pazartesi başlarsa...Bu, barış ve mutluluğun işareti sayılır. O yıl çocuklar çoğalır, ticaret canlanır.Bol yağış olur. Tarımda verim yükselir. Denizlerde çok iri balıklar görülür."

Umariz gercekten oyle olur ve 2007 herkese ugurlu gelir di mi?